top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıPozitif Atölye

Hiçbir meslek için hastalanmaya değmez…



Oyun oynamak temel bir güdü, her birimizin çocukluğu binlerce oyun oynayarak geçti. Şimdi oyun oynayan herhangi bir çocuğa baktığınızda ne görüyorsunuz? Anın içinde ve sadece oyun oynamak istediği için çok keyifli, alabildiğine rahat. İşte bizlerin de sahnede ya da kamera karşısında bu rahatlığa erişip bu keyfi alıyor olmamız gerek.

Bu rahatlıkla ve bu kadar keyif alarak işini yapan oyuncular gördünüz mü diye sorsam, isimlerini sıkça duyduğumuz hatta büyük aktör/aktris diye tanımladığımız isimler sayarsınız. İşte o kişiler kendi yöntemlerini bulmuş, kendilerinde neyin işe yaradığını keşfetmiş ve karaktere doğru uzanan yolculuklarını keyifli bir seyahate dönüştürmüş oyunculardır. Karaktere hazırlanırken kullanabileceğiniz yöntem sayısı oldukça fazla ve birçok oyuncu bu yöntemleri kullanarak başarılı performanslar sergiliyor. Bu yöntemlerin çoğu karakter yaratım sürecini derinleştirmek ve hızlandırmak üzere tasarlanmış. Ancak unutulmamalı ki seyirci, sizin hangi yöntemi kullandığınızı ya da karakter yaratım sürecinde ne kadar yıprandığınızı asla önemsemez.

Seyirci sadece kendisini ne ölçüde ikna ettiğinize bakar. Eğer seyirciyi gerçekten o karaktere ikna edebildiyseniz başarılısınız demektir. İkna etmek için önce ikna olmanız gereklidir bu da tartışmasız bir biçimde sadece karaktere hak vererek gidebileceğiniz bir yoldur. Bu hak verme sürecinde birçok yöntemin sunduğu çeşitli egzersizler kendi anılarınız ya da travmalarınızdan yararlanmanızı tavsiye eder. Bu egzersizleri işinin ehli bir eğitmen ile yapmazsanız hastalanabilirsiniz. Bu sebep sonucunda bir karakter yaratmaya çalışırken hasta bir bireye dönüşmüş çokça oyuncu ile çalıştım ya da karşılaştım. Bu sürecin nasıl işlediğini örneklemek gerekirse diyelim ki Hamlet'i canlandıracaksınız, Hamlet'in daha oyun başlamadan önce gerçekleşen bir kayıp travması var ve siz eğer bu travmayı keşfedemezseniz daha ilk sahneden performansa eksik başlamış olursunuz. Bahsettiğim egzersizlerde karaktere hazırlanırken daha önce ailenizden bir kayıp yaşadıysanız o güne ya da sizi derinden etkileyen herhangi bir kayıp yaşadığınız güne odaklanmanız, o anıyı tazelemeniz ve bunun sizde yarattığı travmaya odaklanmanız istenir. Ve egzersiz sırasında eğer tam olarak odaklanırsanız o anılar bir anda gelmeye başlar ve belki on sene önce yaşadığınız bu travmanın etkisini daha dün olmuş gibi şiddetli bir biçimde yaşarsınız, işte tam da bu anda yaşadığınız duyguyu oynayacağınız karakterde kullanmanız gerekir. Beyin oldukça karmaşık bir yapı olmasına rağmen eğer doğru konsantrasyon ve odaklanma becerisine sahipseniz mucizeler yaratma gücüne sahip.

-Eğer okumadıysanız David Eagleman'ın İncognito ve Beyin isimli kitaplarını okumanızı tavsiye edebilirim.-

Eminim birçok oyuncu ya da oyuncu adayı bu tarz egzersizler sonrası hiçbir duyguya girmeden ya da hiç üzerine düşünmeden oynadığı halinden kat be kat daha iyi sonuçlar almıştır. Buraya kadar hiçbir problem yok ama önemli olan bundan sonrası. Bu tarz travmaları olan karakterler çalışır ya da çalıştırırken benim asıl ilgilendiğim kısım performans ya da prova sona erdiğinde oyuncu tam anlamıyla kendine, bugüne, bu ana dönebildi mi? Eğer kendine dönebildiyse oyuncudur. Ama eğer kişi kendine dönemediyse, hala o travmaya dair anıları taze ise ve kendini iyi hissetmiyorsa bu role çok iyi girdiğini değil hastalanmaya başladığını gösterir. Pozitif Atölye olarak bu noktada bir önerimiz var.

Bu yöntemlerden birini kullanmak istiyorsanız ve karakterin yaşadığı travma sizde bir anı ile örtüşüyorsa o anıya 1-10 arasında bir puan verin.1 hiçbir şey hissetmiyorum, 10 ise hala o acıyı derin bir şekilde hissediyorum olsun. Eğer verdiğiniz puan 5 veya üzerindeyse lütfen o anıyı bu tarz egzersizler sırasında kullanmayın ve kullanılmasına izin vermeyin. Sadece bu tarz egzersizler sonucu kısa ya da uzun süreli tedavi görmüş ve hatta mesleği bırakma noktasına gelmiş oyuncu sayısı oldukça fazla. Nedense hayatında çok problemle karşılaşmış ya da çok acılar çekmiş oyuncular hayatında bol malzeme biriktirmiş ve bu sebeple “çok iyi oyuncu” olmaya adaylar gibi bir algı var ama unutmayın hiçbir meslek hayatınızdan önemli değil. Bir karakter yaratmak için önce zihni ve bedeni sağlıklı bir birey olmanız gerekir. Oynayacağınız karakteri iyi tanımalı, oyun metnini ya da senaryoyu iyice analiz etmeli ve bu karakter için çalışırken hangi yöntemin daha çok işinize yarayacağına siz karar vermelisiniz. Oyunculuk eğitmenlerinin tüm yöntemler her oyuncuda işler ya da ben de işe yarayan yöntem öğrencimde de mutlaka işler algısından bir an önce kurtulması gerektiğine inanıyorum. Şimdiye kadar sizde işlediğini düşündüğünüz yöntem bile bir gün yeni bir karakterde işlemeyebilir. Ayrıca her karakter için yeni bir yöntem kullanabilir hatta kendi yöntemlerinizi de yaratıyor olabilirsiniz.

Eğer yöntemleri ve eğitmenleri kutsallaştırmazsanız, özgün bir karakter yaratırken işinize yarayan ve sağlığınızı tehdit etmeyen bir yöntemi muhakkak bu

62 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page